Tarihte Bugün:Fatma KOYUPINAR

Fatma KOYUPINAR, Kürecik Bekiruşağı Köyü (22 Şubat 1972 – 27 Nisan 2006)
Gaziantepte kürt ve Alevi bir ailenin 9. Çocuğu olarak dünyaya geldi..İlkokuldan itibaren çalışma yaşamına katıldı. Yaşıtlarından farklı olarak ailenın geçimini sağlamanın sorumluluğunu hissetti.Eğitimini çalışarak sürdüren Fatma,G.Ü. MYO bölümünde okurken insanlığın kurtuluş için ölüme meydan okuyun Meryemi, kardeşi
Zeliha Koyupınar son anını şöyle anlatıyor.
“….Beni en çok etkileyen tabi ki şehit düşme anıydı. Su içiriyordum damlalıkla. Birkaç yudum içti. Son verdiğim suyu yutmadı. “Fatma yutsana” dedim. Nefes almıyordu, Nabzını kontrol ettim, atıyordu. Birkaç kere daha “Fatma, Fatma” dedim, salladım. Artık nefes almıyordu. Öyle güzel, huzurlu ve acı çekmeden, belli etmeden gitti ki…. Hassas bir insandı, hep neşeliydi. Sinirli zamanları çok az olmuştur. Farkında olmadan sinirlenmişse de mutlaka özür dilerdi. Sorduğunuz zaman dilimi yaklaşık bir yıllık. Çok farklı duyguları birlikte yaşadık. Mesela Serdar Demirel şehit düştüğünde birkaç gün içine kapandı. İki ekip arkadaşı da şehit düşmüştü. Şunun çelişkisini yaşıyordu. ‘Bir an önce hedefime ulaşayım mı yoksa uzatabileceğim kadar uzatayım mı…’ Sonradan anlattı. ‘Uzatabildiğim kadar uzatayım ki, yeni başlayacak insanlar daha geç başlasın’ kararına vardı. Feda eylemini yapamadığı için üzülüyordu. ‘Uzatırken elden ayaktan düştüm’ diyordu. Özellikle yatağa bağımlıyken ihtiyaçlarını göremediği için “size eziyet ediyorum” diye düşündüğü çok zaman oldu.
Fatma KOYUPINAR, ‘Yoldaşlar bunlar size son sözlerim ama veda sözlerim değil. Çünkü sizden hiç bir zaman ayrılmayacağımı biliyorum. Bir halk düşmanını cezalandırırkenki öfkenizde, bir çocuğu severkenki gülüşünüzde, bir yoldaşımıza sarılırkenki sevginizde, bir yazı yazarkenki düşüncenizde, çektiğiniz halaylardaki coşkunuzda ben de olacağım. Sizleri olanca inancımla sımsıkı kucaklıyorum.”Fatma KOYUPINAR(F Tipi hapishanelere ve tecrit politikasına karşı sürdürülen Büyük Direniş’te şehit düştü. Direnirken «ben son olayım» demişti. Gerçekten de direnişin sonuncu şehidi oldu. Ölüm orucuna başladığında tutsaktı. Sonra tahliye edildi, direnişini dışarıda, Şişli direniş evinde sürdürdü. Ve orada 27 Nisan saat 20.20’de ölümsüzleşti.)