Mahkeme Harunuşağı köyünde Yapılması Planlanan Baraja Karşı Dur Dedi

Kürecik halkı’nın Harunuşağı Köyünde yapılması planlanan baraja karşı açtığı davayı kazandı. .
Malatya 2.İdare Mahkemesi Harunuşağı’nda yapımı planlanan Baraja ilişkin Yürütmeyi Durdurma Kararı Vermiştir.
Karar şöyle;
T.C. MALATYA 2. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO: 2024/1649
YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYENLER (DAVACI):
1- ŞEYHMUS YAVUZ
2- IMAM AKÇADAG
3- KAMİL PEKÖZ
4- HÜSNİYE ÇİÇEK
5- KEMAL TAŞ
6- İBRAHİM İNCEDAL
7- PERİHAN HARMAN
8- ALİ ŞÜKRAN AKGÖK
9- PİR AHMET ÖZCAN
10- MÜNİSE ASLAN
11- DİLBER BAŞYURT
12- MUSTAFA HARUN
13- HASAN HARMAN
14- YILMAZ BERKPINAR
15- FIRAT ARI
16- HANEY KURUÇAY
17- FADİME AKDAL
18- HASAN KAÇAR
19- MEHMET YAVUZ
20- KUTSİYE ÖZCAN ÇİÇEK
21- MÜNÜBE AKGÖK
22- AYŞE ÖZCAN
23- HASAN İLDENİZ
24- HAYDAR İNCEDAL
25- HIDIR KAPLAN
26- HÜSEYİN HAN
27- KEMAL TAŞ
28- MEHMET BERKPINAR
29- NECMİYE ÖZCAN
30- BÜLENT ÖZCAN
31- HAYDAR ÇİÇEK
32- HACI ÇİÇEK
33- SEYDI PEKTAŞ
34- KAMİL ŞAHİN
35- ÖZLEM ERKUŞ
36- ALİ ÇOLAK
37- HASAN KURUÇAY
38- YÜKSEL ÖZCAN
39- M. ALİ ÖZCAN
VEKİLİ : AV. GÜL ERDOĞAN -UETS[16150-51650-24336]KARŞI TARAF (DAVALI): ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI
VEKİLİ HUK. MÜŞ. TUÇE YILDIZLI KANBUR-UETS[35756-96577-39570]MÜDAHİL : DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Davalı)
VEKİLİ : AV. ZEYNEP GÜNAY -UETS[35699-69960-85894]İSTEMİN ÖZETİ: Davacılar tarafından, Malatya İli, Akçadağ İlçesi, Harunuşağı Darıca, Kepez, Ortaköy, Gürkaynak ve Dümüklü Mahallelerinde yapılması planlanan “Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocaklar, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri” projesi ile ilgili olarak verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının; çevre ve insan sağlığının etkileneceği, kamu yararının bulunmadığı, proje alanının deprem bölgesinde yer aldığı, yörede su miktarının yeterli olduğu, tarlaların tarıma elverişli olmadığı, Kaya-1 malzeme ocağı ruhsat alanının arkeolojik sit alanında kaldığı, patlamaların ekolojik tahribata yol açacağı, projenin 1/100.000 ölçekli ve 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planları ile 1/25.000 ölçekli nazım imar planına aykırılık teşkil ettiği, hukuka aykırı olduğu iddia edilerek yürütmesinin durdurulması ve iptali istenilmektedir.
SAVUNMA ÖZETİ : Davacıların işbu davanın açılmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı, davanın süresinde açılmadığı, proje için tüm teknik değerlendirmelerin yapıldığı ve kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin alındığı, Malatya İli, Akçadağ İlçesi, Harunuşağı, Darica, Kepez, Ortaköy, Gürkavnak ve Dümüklü Mahallelerinde vanılması planlanan “Harunusağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocaklar, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri” projesi ile ilgili olarak verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının hizmetin gerekleri, kamu yararı ve çevrenin korunması prensipleri ile gerçekleştirilmesi plânlanan proje arasındaki denge gözetilerek ve olması lâzım gelen prosedür takip edilerek mevzuattaki usul ve esaslar çerçevesinde hukuka uygun olarak tesis edildiği, dava dilekçesindeki iddiaların maddi ve hukuki mesnedi bulunmadığı ileri sürülerek davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
MÜDAHİL BEYANLARININ ÖZETİ: Davanın süresinde açılmadığı, davacıların işbu davanın açılmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı, proje için tüm teknik değerlendirmelerin yapıldığı ve kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin alındığı, “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının hizmetin gerekleri, kamu yaran ve çevrenin korunması prensipleri ile gerçekleştirilmesi planlanan proje arasındaki denge gözetilerek ve olması lazım gelen prosedür takip edilerek mevzuattaki usül ve esaslar çerçevesinde hukuka uygun olarak tesis edildiği, dava dilekçesindeki iddiaların maddi ve hukuki mesnedi bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Malatya 2. İdare Mahkemesi’nce, yürütmenin durdurulması istemi hakkında işin gereği görüşüldü.
Dava, Malatya ili, Akçadağ İlçesi, Harunuşağı, Darıca, Kepez, Ortaköy, Gürkaynak ve Dümüklü Mahallelerinde yapılması planlanan “Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocaklar, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri” projesi ile ilgili olarak verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında; “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesinde, herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu, 56. maddesinde ise; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu belirtilmiştir.
sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 97.maddesinin 1. fıkrasının b bendinde “Çevrenin korunması, iyileştirilmesi ile çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik prensip ve politikaların belirlenmesi amacıyla gerekli çalışmaları yapmak, standart ve ölçütler geliştirmek, programlar hazırlamak; bu çerçevede eğitim, araştırma, projelendirme, eylem planları ve kirlilik haritalarını oluşturmak, bunların uygulama esaslarını tespit etmek ve izlemek, iklim değişikliği ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın görevleri arasında sayılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 2. maddesinde, Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar olarak tanımlanmış: 10. maddesinde; “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkca cıkarılacak vönetmeliklerle belirlenir.” hükmü ver almıstır.
25.11.2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 4/h maddesinde “Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı:” Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu. hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararını,” ifade ettiği hükmüne; “Çevresel etki değerlendirmesi başvuru dosyası, çevresel değerlendirmesi raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlama yükümlülüğü” başlıklı 6.maddesinde
(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanitim Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler.
(2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler.
(3) (Değişik RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez (…)” hükmüne; “Çevresel etki değerlendirmesine tabi projeler” başlıklı 7.maddesinde “(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere,
b) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projelere,
c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur.” hükmüne, “Komisyonun çalışma usulü ve çevresel etki değerlendirmesi raporunun incelenmesi” başlıklı 12.maddesinde “(…)
(9) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Komisyon tarafından, inceleme değerlendirme toplantıları sırasında;
a) ÇED Raporu ve eklerinin yeterli ve uygun olup olmadığına,
b) Yapılan incelemelerin, hesaplamaların ve değerlendirmelerin yeterli düzeyde veri, bilgi ve belgeye dayandırılıp dayandırılmadığına,
c) Projenin çevreye olabilecek etkilerinin kapsamlı bir şekilde incelenip incelenmediğine,
ç) Çevreye olabilecek olumsuz etkilerin giderilmesi için gerekli önlemlerin yer alıp almadığına,
d) Halkın katılımı toplantısı ve süreç içerisinde gelen görüş ve önerilere çözüm getirilip getirilmediğine, ilişkin inceleme ve değerlendirmeler yapılır. (10) Komisyon çalışmalarını ve değerlendirmelerini tutanak altına alır ve sonuçlandırır.” hükmüne; “Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir veya çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı” başlıklı 17. maddesinde “1) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir. (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur. (3) “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen proje için beş (5) yıl içinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırıma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararı geçersiz sayılır. (4) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projeler için bir (1) yıl içerisinde Bakanlığa başvuru yapılmaması durumunda karar geçersiz sayılır.” hükümlerine yer verilmiş; Ek- 3 Bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirilmesi Genel Formatı düzenlenmiş, Bölüm I’de: Projenin Tanımı ve Özelikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları, Bölüm II’de: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri, Bölüm III’de: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler Projenin;
a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi
b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler,
c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler
ç) İzleme Planı (inşaat dönemi)’na yer verilmiş, Halkın katılımı başlıklı Bölüm IV’te
a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler
b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar,’a yer verilmiş Eklerin, “Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler “olduğu belirlenmiş, Yönetmeliğin Ek-4. Bölümünde; “Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanmasında Esas Alınacak Seçme Eleme Kriterleri belirtilmiş” 1.Projenin Özellikleri Kısmında; a) Projenin ve yerin alternatifleri (proje teknolojisinin ve proje alanının seçilme nedenleri), b) Projenin iş akım şeması, kapasitesi, kapladığı alan, teknolojisi, çalışacak personel sayısı,
c) Doğal kaynakların kullanımı (arazi kullanımı, su kullanımı, kullanılan enerji türü vb.), ç) Atık miktarı(katı, sıvı, gaz ve benzeri) ve atıkların kimyasal, fiziksel ve biyolojik özellikleri,
d) Kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza riski.
2.Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri:
a) Mevcut arazi kullanımı ve kalitesi (tarım alanı, orman alanı, planlı alan, su yüzeyi ve benzeri),
b) Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi dikkate alınarak korunması gereken alanlar.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılar tarafından, Malatya İli, Akçadağ İlçesi, Harunuşağı, Darıca, Kepez, Ortaköy, Gürkaynak ve Dümüklü Mahallelerinde yapılması planlanan “Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocaklar, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri” projesi ile ilgili olarak verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta; Malatya Ili, Akçadağ İlçesi, Harunuşağı, Darıca, Kepez, Ortaköy, Gürkaynak ve Dümüklü Mahallelerinde yapılması planlanan “Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocaklar, Kırma-Eleme, Yıkama- Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri” projesi ile ilgili olarak verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının;
a) İnsan, bitki, toprak, hava ve su kaynaklarını fiziksel, biyolojik ve sosyo ekonomik yönlerden olumsuz biçimde etkileyip etkilemeyeceği,
b) Projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin alınacak önlemler ve verilen taahhütler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığı,
c) Yörede bulunan meskenlerin projenin kurulacağı alana yakınlığının ne olduğu,
ç) İlgili projenin yörede bulunan kaynak sularına, bağ ve bahçelere (bölgede kayısıcılık faaliyeti yapılıyor ise kayısı bahçelerine) olumsuz etkisinin olup olmadığı,
d) Yörede bulunan su kaynaklarının ilgili üretim tesisinde yapılacak çalışmalar nedeniyle zarar görüp görmeyeceği,
e) Üretim tesisindeki faaliyetten dolayı çıkan toz, ses, taş savrulması, hava şoku ve benzeri istenmeyen durumların çevreye etkisinin ne olduğu,
f) Davacının bölgede endemik bitki türleri olan “Topachardal (Heldreichia Bupleurifolia) vediğer endemik bitkilerinin dava konusu projenin etki alanında kalıp kalmadığı, bu endemik bitki türleri ile yöredeki endemik faunanın ilgili üretim tesisi faaliyetleri nedeniyle zarar görüp görmeyeceği, g) İlgili projenin; bulunduğu alanı kapsayan 1/100.000 ve 1/50.000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarına, 1.25.000 Nazım İmar Planına, Plan Notlarına aykırılık teşkil edip etmeyeceği,
g) İlgili projenin Doğal, Kentsel, Tarihi ya da Arkeolojik Sit alanları içerisinde kalıp kalmadığı ve varsa yakınınında bulunan Sit alanlarını olumsuz olarak etkileyip etkilemeyeceği, 1) Projenin bulunduğu alanda yapılacak üretim tesisinin olası bir büyük niteliğinde olduğu, göletin inşası ile derelere su iletimi kesilerek flora ve fauna açısından ciddi tahribata neden olacağı, yörede su kıtlığı nedeniyle daha önce MASKİ tarafından yapılan ve işlevsiz kalan su bendi yeterli suyu toplayamazken, daha büyük hacimli bir göletin inşası, mevcut su kaynakları ile desteklenmeyeceğinden, hem ekonomik hem de çevresel açıdan sürdürülebilir olmadığı, jeolojik ve hidrojeolojik veriler işığında değerlendirildiğinde, Harunuşağı Göleti ve bağlı faaliyetlerin yöredeki su kaynakları, doğal denge ve insan kullanımı açısından ciddi riskler barındırdığı, projeye konu alanın bu yönleriyle dikkatli şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiği, proje alanının yüksek deprem riski taşıyan bir bölgede yer alması, zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimlerinin varlığı ve yapılacak kazı-patlatma faaliyetlerinin neden olabileceği topoğrafik dengesizlikler dikkate alındığında, tesislerin büyük bir deprem anında ya da sonrasında çevresel ve yapısal açıdan olumsuz etkiler yaratma ihtimalinin bulunduğundan, söz konusu risklerin detaylı jeoteknik ve sismik analizlerle değerlendirilmesi ve ÇED raporunda bu hususlara yer verilmesinin gerekli olduğu, dava konusu projede yapılması planlanan gölet, alandaki zengin bitki popülasyonunun zarar görmesine neden olacağından doğal olarak yetmiş çiçekli bitiklerin yoğun olduğu alanda yapılan arıcılık faaliyetlerinin olumsuz yönde etkileneceği, ayrıca alanda yoğun olarak yapılan mera hayvancılığı yapılamaz duruma geleceğinden özellikle bölgede yaygın olarak yapılan büyük baş hayvan yetiştiriciliği zarar göreceği, gölet için toprak dolgu malzemesi alınmasıyla alanda ciddi su erozyonunun oluşmasının kuvvetle muhtemel olduğu, bu alandan toprak alınmasıyla üzerindeki çok yıllık armut ve çevresindeki kayısı bahçelerine zarar verebileceği, ziraat mühendisliği disiplini açısından yapılan değerlendirmeler doğrultusunda; yapılması planlanan göletin etkisi sonucunda alandaki doğal bitki örtüsü ile birlikte bitkisel, hayvansal üretimin olumsuz yönde etkileneceği, toprak ve su kaynaklarının zarar göreceği ve bütün bunların sonucunda yörede yaşayan inşaların ekonomik olarak zarara uğrayacağı, biyolojik açıdan yapılan değerlendirmeler doğrultusunda; arazi kullanım değişikliği, toprak sıyırma ve inşaat faaliyetlerinin yerel bitki ve hayvan türlerini olumsuz etkileyeceği, borulu sistem nedeniyle doğal habitatların susuz kalmasının, özellikle endemik ve hassas türlerin yaşam alanlarının daralmasına ve yok olma riskini artırmasına neden olabileceği, sucul ekosistemleri oluşturan otsu bitki grupları, sürüngenler, balıklar ve kuşlar gibi canlıların yaşam döngüleri ve popülasyonlarının etkileneceği, besin zincirindeki bozulmaların da ekosistem dengesini olumsuz etkileyeceği, projenin çevresel etkileri için önerilen teknik önlemler (toz kontrolü, gürültü azaltma, flora-fauna koruma) kağıt üzerinde yeterli görünse de, uygulama, izleme ve telafi mekanizmalarının eksikliği nedeniyle sahada etkili olamayacağı, özellikle kapalı borulu sulama sisteminin ekosistemi susuz bırakması, rehabilitasyon planlarında net zamanlama olmaması ve sosyal kayıpları telafi edecek mekanizmaların bulunmaması ciddi eksiklikler olarak öne çıktığı, proje alanında yer alan çok sayıdaki endemik bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanlarında önemli kısıtlara neden olacağı ve bunu önlemek için alınması gerekli önlemlerin yeterli olmadığı, rapor, potansiyel etkileri ve alınacak önlemleri genel hatlarıyla belirtse de, önlemlerin etkinliğinin uygulama aşamasındaki titizliğe, detaylı izleme ve adaptif yönetim planlarına bağlı olduğu, önlemlerin yetersiz kalması durumunda, bölgedeki hassas endemik türler, koruma altındaki hayvan türleri ve genel biyoçeşitlilik üzerinde kalıcı ve ciddi olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahip olduğu, Harunuşağı Sulama Göleti projesinin mevcut bilgilerle makro ölçekteki planla henüz net bir uyumluluk içinde görünmediği, alan fonksiyonu ve plan ve plan notlarının uyuşmadığı, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına göre, sulama aksları gölet üzerinden veya yakın bölgeden geçmemekle birlikte su koridorları ile gölet noktasında kot farkları bulunduğundan kırsal kalkınma, çevresel koruma, tarım stratejileri ve sürdürülebilir gelişme açısından uygun görülmediği anlaşıldığından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca verilen dava konusu “Cevresel Etki sisteminin ekosistemi susuz bırakması, rehabilitasyon planlarında net zamanlama olmaması ve sosyal kayıpları telafi edecek mekanizmaların bulunmaması ciddi eksiklikler olarak öne çıkmaktadır
Yaptığımız incelemeler sonucunda proje alanında çok sayıda endemik bitki ve hayvan türleri olduğu tespit edilmiş olup, projenin faaliyete geçmesi ile bu canlıların yaşam alanlarında önemli kısıtlara neden olacağı kesindir ve bunu önlemek için alınması gerekli önlemlerin yeterli olmadığı kanaati oluşmuştur. Özetle, rapor, potansiyel etkileri ve alınacak önlemleri genel hatlarıyla belirtse de, önlemlerin etkinliğinin uygulama aşamasındaki titizliğe, detaylı izleme ve adaptif yönetim planlarına bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Önlemlerin yetersiz kalması, bölgedeki hassas endemik türler, koruma altındaki hayvan türleri ve genel biyoçeşitlilik üzerinde kalıcı ve ciddi olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahiptir. Bu değerlendirmeler işığında, projenin mevcut haliyle uygulanması durumunda endemik bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanlarında önemli kısıtlamalar yaratacağı ve ciddi zararlar görebileceği öngörülmektedir.
Harunuşağı Sulama Göleti projesi mevcut bilgilerle makro ölçekteki planla henüz net bir uyumluluk içinde görünmüyor, çünkü alan fonksiyonu ve plan ve plan notlar uyuşmamaktadır. 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planma göre, sulama aksları gölet üzerinden veya yakın bölgeden geçmemekle birlikte su koridorları ile gölet noktasında kot farkları bulunduğundan kırsal kalkınma, çevresel koruma, tarum stratejileri ve sürdürülebilir gelişme açısından uygun görülmemektedir. Yapılan tüm bilimsel ve teknik incelemeler sonucunda; proje alanına ilişkin Nihai ÇED dosyasının Jeolojik ve Hidrojeolojik, Ziraat, Biyolojik çeşitlilik, Madencilik faaliyetleri, Bölgesel Planlama ve Çevresel Etki yönlerinden yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda, ‘Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocakları, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri’ projesinin uygulanması durumunda yüzey ve yer altı su kaynakları, çevresel bileşenler, yakın yerleşim alanları, tarım arazileri ve insan sağlığı üzerinde telafisi güç olumsuz etkilerin meydana gelebileceği değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, proje için verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının; 2872 sayılı Çevre Kanunu’na, bu kanuna dayanılarak çıkarılan ÇED Yönetmeliği’ne, üstün kamu yararına ve sürdürülebilir çevre yönetimi ilkelerine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaatlerine yer verilmiştir.
Taraflara tebliğ olunan bilirkişi raporunda davalı idare ve müdahil tarafından itiraz edildiği görülmekle birlikte, itirazlar yerinde görülmeyerek söz konusu rapor teknik ve bilimsel yönden hükme esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte görülmüştür.
Bu durumda, dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; proje kapsamında tanımlanan çevresel önlemler, kağıt üzerinde ilgili çevre ve mühendislik mevzuatlarına uygunluk gösterse de, uygulamaya yönelik izleme, denetim ve telafi süreçlerinin yeterince detaylandırılmadığı, sulama altyapısında kapalı borulu sistemin tercih edilmesi, su verimliliği açısından teknik olarak olumlu bir yaklaşım olmakla birlikte, bölgedeki yerel flora ve faunanın yaşam döngüsü üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açacağı, projenin mevcut haliyle uygulanması durumunda; yer altı ve yer üstü su kaynakları, toprak yapısı, biyolojik çeşitlilik ve kırsal yaşam pratikleri üzerinde geri dönüşü zor çevresel zararların ortaya çıkması muhtemel olduğu, proje suurlarının arkeolojik sit alanı ile çakıştığı bölgelerde yürütülecek patlatmalı madencilik faaliyetleri, ağır tonajl araç trafiği ve malzeme taşınması sırasında oluşacak titreşim, gürültü ve toz emisyonları: yakın çevredeki arkeolojik yapıların fiziksel bütünlüğünü tehdit edebilecek nitelikte olduğu, göletin inşası durumunda rezervuar alanında yer alan ve Harunuşağı Köyü’ne içme suyu sağlayan doğal kaynaklar ile artezyen akışlı tünek akiferlerin tamamının su altında kalarak işlevlerini yitireceği, proje alanında yer alan birçok dere yatağına yakın konumda planlanan malzeme ocakları ve yapılacak kazı-patlatma faaliyetlerinin, dere yataklarının doğal yapısını bozacağı, doğal drenaj sistemlerinin tahribatına yol açacağı, su toplama havzalarının yönünü değiştireceği,taşkın ve moloz akması riskine neden olabileceği, özellikle Kaya Malzeme ocaklarında yapılacak patlatmalar nedeniyle yüzey sularının yeraltına geçişini sağlayan geçirimsiz birimler ve volkanik kayaçların tahrip edilmesinin, yeraltı su seviyelerinde düşüşe ve su dengesinin bozulmasına yol açabileceği, projenin ana su kaynağı olarak gösterilen Kavurma Deresi’nin debisinin oldukça düşük olduğu ve yöredeki doğal yaşam için cansuyu niteliğinde olduğu, göletin inşası ile derelere su iletimi kesilerek flora ve fauna açısından ciddi tahribata neden olacağı, yörede su kıtlığı nedeniyle daha önce MASKİ tarafından yapılan ve işlevsiz kalan su bendi yeterli suyu toplayamazken, daha büyük hacimli bir göletin inşası, mevcut su kaynakları ile desteklenmeyeceğinden, hem ekonomik hem de çevresel açıdan sürdürülebilir olmadığı, jeolojik ve hidrojeolojik veriler işığında değerlendirildiğinde, Harunuşağı Göleti ve bağlı faaliyetlerin yöredeki su kaynakları, doğal denge ve insan kullanımı açısından ciddi riskler barındırdığı, projeye konu alanın bu uegilleler ve Luzin ve muUZ UNITUSI TISKine neuen viuvilecekti.
Özellikle Kaya Malzeme ocaklarında yapılacak patlatmalar nedeniyle yüzey sularının yeraltına geçişini sağlayan geçirimsiz birimler ve volkanik kayaçların tahrip edilmesi, yeraltı su seviyelerinde düşüşe ve su dengesinin bozulmasına yol açabilecektir.
Projenin ana su kaynağı olarak gösterilen Kavurma Deresi’nin debisinin oldukça düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu dere yöredeki doğal yaşam için cansuyu niteliğindedir. Göletin inşası durumunda cansuyu akışının kesilmesi, ekosistem üzerinde telafisi güç zararlar doğuracaktır. Göletin inşası ile derelere su iletimi kesilecek, bu durum flora ve fauna açısından ciddi tahribata neden olacaktır. Özellikle kurak dönemlerde zaten sınırlı olan su kaynaklarının daha da azalması, bölgedeki yaban hayatının barınma ve beslenme alanlarını tehdit edecek; suya bağlı ekosistemler zarar görecektir.
Yörede su kıtlığı nedeniyle daha önce MASKİ tarafından yapılan su bendi işlevsiz kalmıştır. MASKI tarafından daha önce bölgede yapılan su bendi dahi yeterli suyu toplayamazken, daha büyük hacimli bir göletin inşası, mevcut su kaynakları ile desteklenmeyeceğinden, hem ekonomik hem de çevresel açıdan sürdürülebilir değildir.
Jeolojik ve hidrojeolojik veriler ışığında değerlendirildiğinde, Harunuşağı Göleti ve bağlı faaliyetlerin yöredeki su kaynakları, doğal denge ve insan kullanımı açısından ciddi riskler barındırdığı, projeye konu alanın bu yönleriyle dikkatli şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Proje alanının yüksek deprem riski taşıyan bir bölgede yer alması, zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimlerinin varlığı ve yapılacak kazı-patlatma faaliyetlerinin neden olabileceği topografik dengesizlikler dikkate alındığında, tesislerin büyük bir deprem anında ya da sonrasında çevresel ve yapısal açıdan olumsuz etkiler yaratma ihtimali bulunmaktadır; bu nedenle, söz konusu risklerin detaylı jeoteknik ve sismik analizlerle değerlendirilmesi ve ÇED raporunda bu hususlara yer verilmesi gereklidir.
Dava konusu projede yapılması planlanan gölet, alandaki zengin bitki popülasyonunun zarar görmesine neden olacağından doğal olarak yetmiş çiçekli bitiklerin yoğun olduğu alanda yapılan arıcılık faaliyetleri olumsuz yönde etkilenecektir. Bu durum aracılık faaliyetlerinin önemli bir gelir kaynağı olduğu bölge halkı için büyük bu gelir kaybına neden olabilecektir. Ayrıca alanda yoğun olarak yapılan mera hayvancılığı yapılamaz duruma geleceğinden özellikle bölgede yaygın olarak yapılan büyük baş hayvan yetiştiriciliği zarar görecektir. Gölet için toprak dolgu malzemesi alınması düşünülen alanda ciddi su erozyonunun oluşması kuvvetle muhtemeldir. Bu alandan toprak alınması üzerindeki çok yıllık armut ve çevresindeki kayısı bahçelerine zarar verebilecektir. Bütün bu durumlar değerlendirildiğinde yapılması planlanan gölet, bölge için olumsuzluklar içermektedir. Ziraat mühendisliği disiplini açısından yapılan değerlendirmeler doğrultusunda; yapılması planlanan göletin etkisi sonucunda alandaki doğal bitki örtüsü ile birlikte bitkisel, hayvansal üretimin olumsuz yönde etkileneceği, toprak ve su kaynaklarının zarar göreceği ve bütün bunların sonucunda yörede yaşayan inşaların ekonomik olarak zarara uğrayacağı kanaatindeyim.
Biyolojik Açıdan Değerlendirme: Arazi kullanım değişikliği, toprak sıyırma ve inşaat faaliyetleri yerel bitki ve hayvan türlerini olumsuz etkileyecektir. Özellikle sulama suyunun kapalı borulu sistemlerle taşınması, güzergâh üzerindeki doğal su döngüsünü keserek dere yataklarını ve geçici sulak alanları susuz bırakacak, bu da suya bağımlı otsu bitki türleri ve mikrofauna üzerinde geri döndürülemez etkiler yaratacaktır. Proje alanı ve çevresinde 19’u Türkiye’ye endemik olan 329 takson (bitki türü) tespit edilmiştir. Bunlardan iki tür, Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı’na göre “Tehdit Altında (EN)” kategorisindedir. Borulu sistem nedeniyle doğal habitatların susuz kalması, özellikle bu endemik ve hassas türlerin yaşam alanlarının daralmasına ve yok olma riskini artırmasına neden olabilir. Sucul ekosistemleri oluşturan otsu bitki grupları (örn. Urtica, Veronica, Ranunculus), amfibiler (Bern Sözleşmesi Ek II ve III kapsamında koruma altında olan türler dahil), sürüngenler (özellikle dünya ölçeğinde “Hassas (VU)” kategorisinde olan Testudo graeca (Tosbağa) ve Bern Ek II ve III’teki türler), balıklar (IUCN’e göre “Duyarlı (VU)” kategorisinde bir tür dahil 22 balık türü) ve kuşlar (Bern Sözleşmesi Ek II ve Ek III’te koruma altında olan 60 kuş türü) gibi canlıların yaşam döngüleri ve popülasyonları etkilenecektir. Besin zincirindeki bozulmalar da ekosistem dengesini olumsuz etkileyecektir. Projenin çevresel etkileri için önerilen teknik önlemlerin (toz kontrolü, gürültü azaltma, flora-fauna koruma) kağıt üzerinde yeterli görünse de, uygulama, izleme ve telafi mekanizmalarının eksikliği nedeniyle sahada etkili olamayacağı kanaatindeyiz. Özellikle kapalı borulu sulama sisteminin ekosistemi susuz bırakması. rehabilitasvon planlarında net Projenin bulunduğu alanda yapılacak üretim tesisinin olası bir büyük depremde olumsuz bir etki yaratıp yaratmayacağı, i) Proje tanıtım dosyası ve ekleri ile keşif esnasında ve sonrasında elde edilecek diğer tüm bilgilerle projeye ilişkin verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararının 2872 sayılı Çevre Kanunu’na, bu kanuna dayanılarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine ve kamu yararına uygun olup olmadığı hususlarının tespiti amacıyla mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında bilirkişiler tarafından hazırlanan 31/07/2025 tarihinde Mahkememiz kayıtlarına giren bilirkişi raporunda özetle;”
SONUÇLAR
Proje kapsamında tanımlanan çevresel önlemler, kağıt üzerinde ilgili çevre ve mühendislik mevzuatlarına uygunluk göstermektedir. Ancak, uygulamaya yönelik izleme, denetim ve telafi süreçlerinin yeterince detaylandırılmamış olması, bu önlemlerin sahada etkin biçimde uygulanabilirliğini belirsiz hale getirmektedir. Bu durum, projenin çevresel etkilerini kontrol altına almada ciddi bir yetersizlik yaratma riski doğurmaktadır.
Sulama altyapısında kapalı borulu sistemin tercih edilmesi, su verimliliği açısından teknik olarak olumlu bir yaklaşım olmakla birlikte; sulama güzergahı boyunca doğal ekosistemlere yönelik herhangi bir ara su paylaşımı planlanmamış olması, bölgedeki yerel flora ve faunanın yaşam döngüsü üzerinde olumsuz etkiler yaratacak ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açacaktır. Özellikle suya bağımlı doğal habitatların kesintiye uğraması, biyolojik çeşitliliğin azalması ve ekosistem hizmetlerinin zayıflaması gibi kalıcı sonuçlar doğurabilecektir.
Projenin mevcut haliyle uygulanması durumunda; yer altı ve yer üstü su kaynakları, toprak yapısı, biyolojik çeşitlilik ve kırsal yaşam pratikleri üzerinde geri dönüşü zor çevresel zararların ortaya çıkması muhtemeldir. Bu çerçevede, proje çevresel sürdürülebilirlik ilkeleriyle çelişmekte ve toplumsal uyum açısından ciddi riskler taşımaktadır.
Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün nihai kurum görüşünde Müze Müdürlüğü’nce yapılan incelemede; I. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen Kavurma Deresi Gözetleme Yeri ve Mezarlık Alanı dışında 2863 sayılı kanun kapsamında herhangi bir korunması gerekli taşınır/taşınmaz kültür varlığı veya parçasına rastlanmadığı belirtilmiş olup yazı ekinde bilgileri iletilmekte olan Harunuşağı Kavurma Deresi Gözetleme Yeri ve Mezarlık Alanı ve Tıpış Yerleşimi I. Derece Arkeolojik Sit sınırlarına hiçbir inşai ve fiziki müdahale de bulunulmaması, söz konusu tescilli alanların proje alanı dışında tutulması koşulları ile talebe konu diğer alanlarda Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocakları, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri Projesinin yapılmasında 2863 Sayılı Kanun’un kültür varlıkları açısından sakınca omadığı belirtilmiştir. Nihat ÇED raporunda “proje kapsamında yapılacak ocak faaliyetleri sırasında “Harunuşağı Kavurma Deresi Gözetle Yeri ve Mezarlık Alanı ve Tıpış Yerleşimi I. Derece Arkeolojik Sit sınırlarına” hiçbir inşai ve fiziki müdahalede bulunulmayacak olup söz konusu tescilli alanların proje alanı dışında tutulmuştur”. Denilmektedir. Ancak proje sinirlarinin arkeolojik sit alanı ile çakıştığı bölgelerde yürütülecek patlatmalt madencilik faaliyetleri, ağır tonajlı araç trafiği ve malzeme taşınması sırasında oluşacak titreşim, gürültü ve toz emisyonları; yakın çevredeki arkeolojik yapıların fiziksel bütünlüğünü tehdit edebilecek nitelikte olup, bu durum kültürel mirasın korunması açısından ciddi riskler taşımaktadır.
Harumuşağı Göleti ve Sulaması Projesi kapsamında planlanan malzeme ocakları, beton tesisleri ve gölet alanı; jeolojik olarak Alt Miyosen yaşlı Hopalar Formasyonu, Öksüzova Formasyonu ve Kepez Volkanitleri ile Kuvaterner yaşlı yamaç molozu ve alüvyon birimleri üzerinde yer almaktadır. Proje alanında yer alan kayaçlar ve zemin birimleri, geçirimlilik açısından heterojen bir yapt sergilemektedir. Özellikle andezit ve bazalt gibi volkanik birimler yüzey sularının yer altına sızmasında önemli rol oynamakta; yamaç molozu ve alüvyonlar ise iyi akifer özellikleri göstermektedir.
Harunuşağı Gölet rezervuar alanında Harunuşağı Köyü’ne içme suyu sağlayan doğal kaynaklar ve artezyen akışlı tünek akiferler bulunmaktadır. Göletin inşası durumunda bu kaynakların tamamı su altında kalacak ve işlevlerini yitirecektir.
Proje alanında yer alan birçok dere yatağı (Derin Deresi, Küllük Deresi, Kuruçay Deresi, Dalak Deresi vb.) mevsimsel akış göstermekte olup, yüzeysel drenaj sistemlerinin önemli parçalarıdır. Bu dere yataklarına yakın konumda planlanan malzeme ocakları ve yapılacak kazı-patlatma faaliyetleri, dere yataklarının doğal yapısını bozacak, doğal drenaj sistemlerinin tahribatina, su toplama havzalarının yönünü değiştirecek ve taşkın ve moloz akması riskine neden olabilecektir.




